0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

19 Mayıs ve beka meselesi

Milli Mücadele’nin ilk adımı kabul edilen Gazi Paşa’nın Samsun’a çıkışının 100. Yıldönümü muhteşem bir organizasyonla kutlandı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın önderliğinde, siyasi partilerimizin liderlerinin Samsun’da buluşmaları ve verdikleri o ortak fotoğraf, ülke sathında barış, huzur, birlik, bütünlük mesajı açısından son derece önemliydi. 

Yaşım itibarıyla da ilk defa 19 Mayıs’ta bir şeye şahit  oldum ve bundan millet memleket adına son derece mutluluk duydum: Evet, ilk defa Milli Mücadelenin ilk adımı olarak kabul edilen bu günde, bu önemli gün, iç politika çekişmeleriyle kirletilmedi!.. 

Tarihte, önemli işlere imza atan devlet adamlarının iç politikaya malzeme yapılmaları maalesef kaçınılmaz kaderleridir. 

Gazi Paşa’yı iç politikaya taşıyan Celal Bayar ve Demokrat Parti’dir. CHP ve İsmet Paşa, Gazi Paşa’yı sağlıklı bir şekilde olmasa da, tarihe havale etmişti. Demokrat Parti’nin liderleri arasında İsmet Paşa ile seçim meydanlarında yarıştırılacak kimse yoktu… Paşa, Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in ikinci adamıydı. Seçim sürecinde vatanın kurtarılmasında yaptığı hizmetlerin karşılığını vefa duygusuyla halktan istiyordu. Aksini vefasızlık ve ihanet olarak dillendiriyordu. 

İsmet Paşa’nın bu argümanlarını boşa çıkarmanın tek yolu, Birinci Adamı sahneye sürmekti!.. 

Nitekim koruma kanunlarıyla, paralara yeniden resmini basmakla, fotoğraflarını tüm resmi kurumlara asmakla, yurdun her tarafını heykelleriyle süslemekle bu süreci devam ettirdi Demokrat Parti… 

Ama olmadı… Kimin malını kimin elinden alıyorsun anlayışıyla İsmet Paşa ve CHP Atatürk’ü DP’nin elinden aldı… 

Ne olduysa, bundan sonra oldu: CHP, Atatürk’le O’nun yaptığı devrimlerle, O’nun dünya görüşüyle önce siyasi rakibini köşeye sıkıştırmaya başladı, arkasından da Atatürk’ü adeta sopa yaparak, Demokrat Parti tabanını dövmeye başladı… 

CHP’nin bu politik anlayışı halkı önce ilerici gerici, sonra da sağcı-solcu diye ayrıştırdı. Rakip taban artık hem gerici, hem de Atatürk ve O’nun devrimlerinin, Cumhuriyet’in hatta ve hatta zaman zaman devlet düşmanı diye damgalandı…  Bu siyasi anlayışın, yukarıda da ifade ettiğim gibi sopası/silahı Atatürk’tü!.. 

Atatürk sopasıyla terbiye edilenlerden bir kısmında, sopayı kullanandan ziyade, sopaya karşı olumsuz duygular, hatta düşmanlığa varan tezahürler oluşmaya başladı!..  

Bu konuyu detaylandırmaya lüzum yok!..  Herkes bu sosyolojik yapıyı 20 yıl öncesine kadar yaşadı.  

Millete ve milli iradeye karşı yapılan askeri darbeler bile, bu kılıfın arkasına gizlendi. Ülkeyi soyup soğana çeviren haramzade sermaye bile O’nu bayrak yaparak, servetine servet kattı!.. Siyaset alanında Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’ın önü de yine bu sopayla kesilmeye çalışıldı!.. 

Sayın Erdoğan’ın gizli ajanda safsatasıyla suçlanmasını kimse unutmadı!.. 

Evet, Erdoğan’ın bu ülke ile ilgili bir ajandası vardı. Ama bu gizli değil, sağır sultanın da işittiği bir ajandaydı!..  Sadece sağırlık uykusuna yatan CHP bu gerçek ajandayı duymak, görmek istemiyordu. 

Erdoğan’ın bu ajandasının bir ayağı da, milletin birlik ve beraberliğini sağlamlaştırmak, temin etmekti. Kürdüyle-Türküyle, Alevisiyle-Sünnisiyle, laikiyle-dindarıyla kalpleri ve gönülleri aynı ülküyle çarpan bir Türkiye meydana getirmekti!.. 

Evet,  19 Mayıs’ta Samsun’da bunun temellerini attı. Bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i iç politika aparatı olarak birilerinin kullanmasına son verdi!.. 

Tüm Türkiye, Türküyle-Kürdüyle, başaçığıyla-başörtüsüyle, ellerinde bayraklarla 19 Mayıs’ı kutladılar!.. 

Teşekkürler, Sayın Cumhurbaşkanım!.. 

Prof. Dr. Mehmet Çelik Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX